Translate

OKUMAKGÜZELDİR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
OKUMAKGÜZELDİR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Haziran 2022 Cuma

MARY - EFES'E YOLCULUK-

 

 Hz. İsa’nın göğe yükselmesinden sonra Meryem ana Efes’e doğru zorlu bir yolculuğa çıkar. Bundan tam iki bin yıl sonra Mary adında bir azize altı yaşındaki lösemili oğluyla birlikte aynı yolculuğa çıkacaktır. Şifalı suyu aramaya çıktıkları bu mucizevi yolculukta her an yüreğiniz ağzınızda ve akışın içinde sanki sizde varmışsınız gibi hissedeceksiniz. Bin yıl önceki tarihsel gerçeklerin günümüz kurgusuyla çok iyi bir şekilde birleştirilmiş halini okuyacaksınız.

  Mary, kendisinin bir azize olduğunun farkında değildir. Bir gün hastanedeki oğlunun başında beklerken uyuyakalır. Rüyasında Meryem anayı ve Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Yuhannayı görür. Bu rüyaların ardından gelişen olaylar sonucu Mary kendisinin seçilmiş biri olduğunu öğrenir. Gördüğü rüyalardan yola çıkarak şifalı suya oğlunu götürmek için Türkiye’ye gitmeye karar verir. Oğlunun doktorunu da alıp Türkiye’ye Meryem ananın evine ve şifalı suya doğru yolculuğa çıkarlar. Mary’nin peşine onu öldürme göreviyle kardinalin adamları takılmıştır.

     Mary Türkiye’ye gelir gelmez şifalı suya gider ve elini keserek suyun altına tutar. Hiçbir iyileşme göremeyince suyun şifalı olmadığını anlayıp ümitsizliğe kapılır. Uzaktan olanı biteni izleyen Mengü kadın Mary’nin halini görüp onu hemen yakınlardaki evine götürür. Mary’nin dilini bilmediği için rehber Mustafa’yı çağırır.  Mengü kadın aslında doğaüstü güçlerle iletişime geçebilen birisidir ve Mary’nin neden buralara kadar geldiğini öğrenmiştir. Mary’nin uyumasını sağlayarak rüyalarındaki yolculuğunu tamamlamasını beklerler. Rüyasında iki bin yıl önce Meryem ananın yaşadıklarını tüm detaylarıyla gören Mary şifalı suyun gerçek yerini öğrendikten sonra uyanır. Oğlunu da alıp şifalı suya gider.

  Türkiye’nin önemli zenginliklerinden olan Efes, Laodikya, Hierapolis vb. nice güzelliklerden kitapta da detaylıca bahsediliyor. Hatta kitap bu muhteşem kurgunun ardında bu güzellikleri tanıtmak ve ülkemizdeki inanç turizmini geliştirmek adına yazılmış diyebiliriz. Gerçekten de tüm dünyanın görmesi gereken güzellikler bizim ülkemizdeyken en az ziyaret edilenler de yine bizim ülkemizde. Bu durumu değiştirmek adına, çevremizdeki olağanüstü tarihin ve bu güzelliklerin farkına varmak adına devrim niteliğinde bir kitap. Gözünüz gönlünüz açılacak ve hemen en yakınınızdaki tarihi bölgelere seyahat etmek isteyeceksiniz. Bu muhteşem kitaptan kimsenin mahrum kalmasını istemiyor ve tarihimize sahip çıkılması adına bende bu yazıyı yazarak ufak da olsa bir adım atmak istiyorum.  Aynı zamanda kitaba ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar.

https://books.google.com.tr/books?id=2thaEAAAQBAJ&printsec=frontcover&hl=tr&source=gbs_ge_summary_r&cad=0#v=onepage&q&f=false

KİTABIN TANITIM VİDEOSU:

https://www.youtube.com/watch?v=lHSShguL0hY

19 Nisan 2022 Salı

YÜRÜMENİN FELSEFESİ

 

  Frederic Gros’un yazdığı bu kitap adeta yürüme eyleminin vücut bulmuş hali diyebilirim. Bu iddialı söylemimde kitabı okuduğum zaman karantinada olmamın da büyük etkisi olmuş olabilir. Zira kitap içinizde her şeyi bırakıp aniden çekip gitmek, hiç bilmediğiniz yerlerde kilometrelerce yürümek ve çevredeki güzelliklerin farkında olarak yürüme isteği uyandırıyor. Bu bağlamda gayet harekete geçirici bir eser olduğu söylenilebilir.

Kitapta Nietzsche, Thoreau , Rousseau , Kerouac ve Gandhi  gibi pek çok yazar ve düşünürün alıntıları da var. Bu alıntılar sayesinde okumak daha da keyifli hale geliyor. Yazar yürümek için özel ayakkabılara ve yürüyüş çubuklarına ihtiyaç olmadığını, tüm bunların sadece kapitalizmin bir oyunu olduğunu savunuyor. Yani yürümek için kaliteli ekipmanlara ihtiyacınız yok, ayaklarınız ve farkındalığınız olması harekete geçmeniz için yeterli. Yazar bir noktada yiyecek içecek dışında sırt çantalarına gereksiz bir sürü yük yüklenmesine de karşı çıkıyor. Zaten yürümek belki de arınmak için çıktığınız yolculukta, sırtınıza fazladan yükleyeceğiniz her ağırlığın yürüyüşü çileye döndürdüğüne ve amacından uzaklaştırdığına inanıyor. Bu noktada da minimalizm’e vurgu yapıyor. Ne kadar az ve ihtiyaca yönelik eşyanız olursa yürüyüşünüz de o kadar rahat geçecektir.


 Kitapta bahsedilen yürüyüş bir yere yetişmek için hızlı hızlı yürünen yolu değil; daha sakin, etrafında olup bitenin farkına vararak, çevrendekilerden ve o andan keyif duyularak, her ne olursa olsun mızmızlanmadan yapılan bir yürüyüşü anlatıyor. Ayaklarınız ağrısa ve karnınız aç olsa bile bir şekilde huzur içinde yürümekten adeta bir tefekkürden bahsediliyor.  Yürümenin bir spor değil, düşünmenin farklı bir biçimi olduğunu anlatıyor.

 İyi yürüyüşler diliyor ve altını çizdiğim birbirinden güzel alıntılar ile sizleri baş başa bırakıyorum.

                                                                        🚶

·        “İşleri yaratanın da yüklenenin de kendimiz olduğunu gayet iyi anlayıp onlarla uğraşmaktan ve onlar tarafından alıkonmaktan kurtulacağımız bir gün elbet gelecek. Çalışmak; birikim yapmak, hiçbir kariyer fırsatını kaçırmamak için hep pusuda beklemek, bir mevkiye göz dikmek iş yetiştirmek, rakipleri düşünüp endişelenmek. Bunu yap, şunu görmeye git, öbürünü davet et: sosyal ilişkilerdeki baskılar, kültürel modalar, iş yoğunluğu...Her zaman bir şeyler yapmak, peki ya “olmak?” Bunu sonraya bırakırız çünkü hep daha iyisi, daha acili, daha öncelikli olanı vardır. Var olmak yarına kadar bekleyebilir. Ancak yarın da öbür gün işlerini getirir. Bitmeyen karanlık bir tünel. Ve buna yaşamak derler.”

·        "İnsan kendini sevmeyi yeniden öğrenebilmek için uzun mu uzun bir yol tepmelidir."

·        "Yola çıktığınızda hem kaygılı hem neşelisinizdir. Kaygılısınızdır çünkü bir şeyleri bırakıp gidiyorsunuzdur. Öte yandan geride bıraktıklarınız yüzünden neşelisinizdir; diğerleri kalırlar, oldukları yere mıhlanmış, sıkışmış olarak."

·        "Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir."

·        "Ve unutmayın, yürürken taktire şayan tek şey gökyüzünün parlaklığı, manzaranın görkemidir. Yürümek spor değildir."

·        “Bir kez ayakları üzerine dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan.”

·        "Yürümek kendini bulmak değil, kendine yeniden şekil vermek için imkân yaratmaktır."

·       " Beden ezip geçtiği toprakta demlenir. Ve böylece yavaş yavaş manzaranın içinde olmaktan çıkıp manzaranın kendisi olur."

·        “Maddi olan her şey aldatıcıdır, değişken ve görecelidir, beden bir kılıftır, hakikatse ruhta, fikirde ve zihinde gizlidir.”

·    " Hiçbir zaman yalnız ve yürüyerek yaptığım seyahatlerdeki kadar düşünmedim, var olmadım, yaşamadım, kendim olmadım."

·        "Yürümek kenara çekilmektir: Çalışanların kenarından, hız yapılan yolların kenarından, servet ve sefalet üretenlerin, sömürenlerin, emekçilerin kenarından, kış güneşinin solgun yumuşaklığını ve ilkbahar esintisinin tazeliğini hissetmekten daha önemli işleri olan ciddi insanların kenarından uzaklaşmaktır."


Adı:Kadın Öykü Seçkisi

  "Adı: Kadın Öykü Seçkisi"  Bu öykü seçkisine katılırken kazanabileceğime dair bir ümidim yoktu. Şansımı denemek istedim. İy...