Translate

şiiryazmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şiiryazmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2023 Cuma

ORTADOĞUDA KLAVİKULA



Bir katlin seri olup olmadığıyla ilgiliydin çoğu zaman

Bense kötü sesimle şiirler okurdum sana

Ciddiyeti bir kürdanla fırlatıp attık.

Biraz lahmacun, biraz ezogelin tarlası, biraz incir çorbası

Zühre’yle her konuda zıttık.

Neyse ki sen adını her şeye yakıştırırsın

Kısa eteğinin tokadını

Burnundan akan kanınla yazmıştın.

Güçlüyüz elbet,

Puduhepa’nın ilhamıyla, kurbağanın kokusuyla,

Ancak öldüğümüzde anlaşılacaklarımızla

Sen yine de devam et

Hep inandıklarına tutunmaya.

Ama bu apaçık farkına varışla ne yapacağız?

Tüm bu zıtlığımızla,

Nereye gitsek peşimizde benliğimizle,

Ah Zühre!

Sıkışıp kaldık dişiliğimize.

Hangi düğüme elimizi atsak

Kayıtsız, körleşiverecek bize.

Sen Ortadoğu’da Zühre’sin.

Tüm tokatların ortasında apaçık yanağınla

Hazırsın herkese karşı savaşmaya

Gömüleceğimiz yer elbet bellidir: klavikula



29 Nisan 2023 Cumartesi

ZEHİRLİ AYNA

( Bu şiir Art Cafede 3 farklı arkadaşın birbirlerinin ne yazdığına bakmadan aynı kağıda cümleler karalamasıyla oluşmuştur.)

Dalgakıran ruhumun zamansız alevi

Tuhaftım ve kararsız…

Yetim tablolar ordusu

Seni denizler kadar seviyor ama yüzme bilmiyorum.

Göbek bağımdı beni hayata birleştiren

Kayıp duyguların zalim tanrısı.

Kendime bir suikast düzenliyor ve devriliyorum

Damarlarımdaki kanımdır özgüvenim

Ana sütümün zehirli özü.

Epeycedir keskinleşti yalnızlığım.

Sensizdir dünyam, gel!

Ben, ben aslında sadece bir rüyayım.

Evimde bir cenaze arıyorum, onu aynada buluyorum.

Söyle bana Diego

Kefaretin koynundaki işveli kadın.

Gidilecek bir yer kalmadı küllerimden

Elitizmdi bizi mahveden belki de

Telsiz gitarın ritimsiz tınısı gibi

Senin kalbin çorak topraklarındır, buralarda yetişmez.

Ben; başı açık, bedeni kapalı olan ben.

Kutsal Meryem’in kayıp tanrısı

Kurtuluş inkarda yahut intiharda.

Keskin hatlarımın bana verdiği umursamazlık

Vahşiliğimin masum kurbanı, Lilith!

Senin madenin ağırdır, altında kalınır.

Mumsuz bir şamdanın yalnızlığıydı hepsi.

YAZANLAR:

EMİNE TEZCAN

RAMAZAN UMAK

VE BEN.

   

12 Nisan 2023 Çarşamba

Şiir Bize Ne Yapıyor?

  Şiir TDK'ye göre "Düş gücüne, hayale ,imgeye ,gönle seslenen, an, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey." anlamına gelir. Herkese göre tanımı değişmekle beraber şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir." Şiir okuyana aittir. Şiir bazen bizim konfor alanımız bazen de hapishanemizdir.

  Aynı şiiri içimizden ve dışımızdan ayrı ayrı okuduğumuzda, ilk bakışta fark etmediğimiz yeni anlamları görürürüz. Bu yönüyle şiir oldukça tesirlidir. Bazen kafiyelerle ölçülerle bezenmiş bazen de serbest ve kural tanımazdır. Şairin içinden binbir güçlükle döktüğü, bizim ise bir çırpıda okuyuverdiğimizdir. 


 Bazı şiirler adeta sindirim sorunlarıyla eşdeğerdir. Tükettiğiniz anda insanı kıvrandırır sözcükler. Hazmetmek ve anlamını kavrayabilmek için uzun zaman gerekir. Bu zaman boyu tükettiğiniz veya işittiğiniz şeyin ağırlığıyla kıvranır durursunuz. Şule Gürbüz'ün de dediği gibi " Çok şaşarım şiir sevenlere, okuyup geçenlere, kitabı kapatıp yemek yiyenlere, o bakışla yaşayıp da ölmeyenlere. Şiir sevilmez ki, öyle duyulur, öyle bakılır, hastalanılır, zehirlenilir ,ölünür. Şiir sonunda öldürür. "İşte şiir bize tam da bunları yapıyor. Okunduğu andan itibaren büyük bir coşku çoğu zaman da ağrı kazandırıyor. Eliniz kolunuz bağlı ve bir köşede kıvranırken şiirden çıkardığınız anlam, okurken ki ruh durumunuz sizi hakikatli bir ölüme hazırlıyor. Bunun dışında şairlere çok da bir anlam yüklememek lazım. Neticede onlar da kendi içlerinde pek çok ideolojinin ve sınırlandırılmanın savaşını veriyorlar. Dolayısıyla "Orhan Veli de Cemal Süreya da Necip Fazıl da Nazım Hikmet de İsmet Özel de bizim." Çünkü duygu bizim, kavram bizim, şiir bizim. 

 Şiir okuyanındır diye boşuna dememişler. Okuyan biziz, etkilenen biziz. Dolayısıyla şiir hangi ideolojiyi barındırırsa barındırsın eğer içinizde bir yere dokunabiliyorsa, orada olduğundan haberinizin bile olmadığı bir duyguyu uyandırabiliyorsa size ait oluyor. Hayata dair yeni bir bakış kazandırarak şiir size pek çok şey yapıyor. Son olarak Süleyman Çobanoğlu'nun İtibar dergisinin 37. sayısında yazdığı bir şiirden alıntı yaparak bitirmek istiyorum.

   "Sen şiir sanıyorsun, kan geliyor ağzından..."

          Şiirle kalın...

12 Aralık 2022 Pazartesi

HÜZNÜ ÇALAN PERİLER

  ( Dört farklı kişi, dört farklı ruh tarafından yazılmış bir ortak şiirdir.)


                                                                                                              (4.11.2022)

 Kıpırdatmıyor bu dert beni yerimden.

Yeşillendi gönlümün kır bahçeleri sonra soldu tek tek

Gerçeklik istiyorum dokunma solsa da çiçeklerime, bırak acımı bile!

Her yaktığım sigara hala ciğerimi solduruyor

Hayatın verdiği rolleri reddediyorum!

Ormandaki küçük yeşil perilerin şarkılarını duyuyorum mağaramdan

Duygularımın şarkısını dinliyorum, Sanırım yıkılışımın türküsü.

Çiziyorum pamuktan bulutların yanına sönmüş yıldızlarımı.

Sen kâinatın en güzel çıkmazısın.

Yapraklarımı döktüm senin topraklarına

Senin yüzünden kendimi aksatmışım, her şeyim olmuşsun ne yazık.

Yokluğunda yediğim içtiğimden de tat alamıyorum. Kimsin? Nasıl buna sebep olabiliyorsun?

Cüretkâr bir yalnızlığın içine doğuyorsun.

“Öldüğümüzde küllerimiz bir olsun, belki hayta bir torun döker külümüzü bahçeye senle ben çiçek oluruz, bir oluruz.”

Anma beni, anamazsın zaten ben kendimi hatırlatırsam varım senin için…

Uzanmak istiyorum derin bir sessizliğin içine

Eski bir intiharın hikayesi okunur dudaklardan,

“Seninle içtiğim şarap haram değildir bana.”

Her şey öyle değil midir? Olması gerektiğinde kaybolur, gider.

Dallarımda asılı kozasından çıkacak renkli kelebekler

Vazgeçtiğim her kuşun kanadından öpüyorum.

Gelincikler kızartmış etrafı, beklerler küçük çocukların soymasını

Deniz istiyorum, soğuk suyla savaşmak, soğuk insanlardan sonra

İlaç gibi gelen deniz ve tatlı meltem.

Hatırlar mısın bilmem eski sevgi dolu günleri, söylesene çok mu zor geriye dönmek?

Geçmişin ağlarına takılıp kalan, maziden bir şarkıdır sesin.

Tekrar tekrar kafamda çalıyorum seni

Bırak notaları da çık kafamdan, çalma senin olmayan her şeyi.



Yazarlar: Havva nur kara

Neslihan karabaş

Ruveyda karabaş ve ben.


Adı:Kadın Öykü Seçkisi

  "Adı: Kadın Öykü Seçkisi"  Bu öykü seçkisine katılırken kazanabileceğime dair bir ümidim yoktu. Şansımı denemek istedim. İy...