Translate

edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ekim 2024 Salı

ESİR ŞEHRE DÖNÜŞ- EZGİ YAVUZ

 

 Kütüphanede basın tarihi araştırması yapan genç kadın, Osmanlı zabiti Mehmet Ali üsteğmenin intihar haberine denk gelir. Bu haberden çok etkilenir ve tarihteki o günü değiştirmek arzusuyla yanıp tutuşur. Sihirli sözcükle yani “keşke” diyerek kolundaki saati aktifleştirir ve bir anda kendini 1920’lerde bulur. Mehmet Ali Üsteğmenin intihar ettiği bilinen ada vapuruna biner ve onu engellemeye çalışır. Başarılı olur ve bu vesileyle Mehmet Ali üsteğmenle Asiye tanışır. Asiye gidecek bir yeri olmadığından o gece üsteğmenin konağında kalır. Sabah kimse uyanmadan konaktan çıkan Asiye’yi üsteğmen çok merak eder. Arar sorar ama bir türlü o gizemli kadından bir iz bulamaz. Hatta bir an Asiye’nin kendi kafasından uydurduğu bir hayal olduğunu bile düşünür. Sultanahmet meydanında “Kaçın! Bomba var kaçın!” diyerek bombanın üzerine doğru korkusuzca koşan Asiye’yi Mehmet Ali üsteğmen görür. Patlama esnasında yaralanan ve saati parçalanan Asiye’ye üsteğmen yardım eder. Kendi çağından birden feminist düşüncenin çok da hakim olmadığı bir döneme gidince ilk başlarda biraz zorlansa da zamanla alışır. Önce kendine güzel bir çeviri işi bulur. Böylelikle çalışıp saatini tamir edecek olan ustaya parasını ödeyebilecektir. Sonra günümüzün Mor Çatısı olan Hatuniye dergahında kalmaya başlar. Orada bir sürü kadının hikayesine tanıklık eder. Zaman geçtikçe Mehmet Ali üsteğmenle yakınlaşan Asiye saati tamir olduktan bir süre sonra tekrar Üsteğmen’in hayatını kurtaracaktır. 100 yıl sonra Artık esir olmayan İstanbul’da aynı gökyüzüne bakmanın, aynı vapura binecek olmanın verdiği huzurla seve seve ölüme koşar Asiye.

 Osmanlı Kadın Hareketi’nin ve Milli Mücadele dönemi ruhunun çok iyi yansıtıldığı bu kitapta yazar ustalıklı diliyle olayları birbirine bağlıyor ve olağanüstü bir kurgu sunuyor bizlere. Öyle akıcı bir kitap ki bir solukta kendini okutuyor. Hep diğer sayfada ne olacağının heyecanıyla çeviriyorsunuz sayfaları. O dönemin şifacı ve bakıcı kadınları, cephelere mühimmat götürülmesine yardım eden kahraman kadınlarının umutsuzluğa karşı açtıkları savaşı da okuyoruz bir yandan. Kanlarının son damlasına kadar direnip umudun bir simgesi olan kadınların 100 yıl öncesinden gelen hikayesi bugünümüze de ışık tutuyor. Bir şeylerin değişebileceğinin ümidini veriyor bizlere. Milli Mücadele'nin, Osmanlı Kadın Hareketinin ve cumhuriyet kadınlarının izinden gidenlere sevgi ve saygıyla... Keyifli okumalar dilerim.

Bir Kadını Öldürmeye Nereden Başlamalı?

 Hatice Meryem'in bu kitabı 84 sayfadan, 10 ayrı cinayet öyküsünden, 1 tane "Yarın bir kadını öldüreceklere tavsiyeler" ve 1 t...